Yurtdışında Gazetecilik
Yurtdışında gazetecilik…
Yirmi iki yıldır İngiltere’de yaşıyorum.
Bir gazeteci olarak bu ülkede yaşadıklarımı, gördüklerimi, duyduklarımı, bildiklerimi ve hissettiklerimi anlatsam, küçük dilinizi yutabilirsiniz.
Dünya’nın her ülkesinden her türlü insan yaşıyor bu ülkede.
Londra’ya ilk geldiğim yıllarda “monşer diplomatlar” veya “siyasetçilerin torpiliyle atanan ‘memur’ bankamatik gazetecileri” görev yapıyordu.
Suya sabuna dokunmaz, “Salla başını al maaşını.” tiplerdi bunlar.
Bir çoğu emekli oldu ya da Türkiye’ye döndü.
İngiltere’ye yerleşenleri de oldu.
Bunlarla birlikte gerçek mesleği marketçilik, turizmci, dağıtım elemanı olan sözde gazeteciler vardı.
Bu sözde gazeteciler, yurtdışında bir denetim mekanizması olmadığı için istedikleri gibi at koşturabiliyorlardı.
Size bir örnek vereyim.
Bir zamanlar Türkiye’nin en büyük gazetesinin Londra Muhabiri, hâlen bahsi geçen dağıtım elemanı!
Bu kişiden gazetecilik adına ne bekleyebilirsiniz?
Terör örgütü sempatizanları ile Türkiye düşmanlığı yapanların oyuncağı olmuş durumda.
Ne isterlerse ne gönderirlerse yazıyor.
Bugün durum farklı mı?
Hayır, değil.
Türkiye’de bir telefon şirketinde çalışmış, Almanya’da bir tecavüz olayına adı karıştığı iddia edilen bir şahıs, Londra’da kendisini ‘gazeteci’ veya aynı zamanda hukukçu, akademisyen ve siyasetçi olarak da tanıtabiliyor.
Daha kötüsünü duymak ister misiniz?
Bir diğeri ise hiç bir engeli bulunmadığı halde Avrupa Engelliler Derneği adında bir şirket kurarak, kendisini Dernek Başkanı olarak tanıtıyor ve kurum ve kuruluşlardan yardım talebinde bulunuyor.
Bir de sağda solda kendisini gazeteci diye tanıtıyor.
Ne gazetecilik eğitimi var ne de gazetecilik geçmişi.
Londra’da kaçak bir radyo istasyonunda programlar yapıyor.
Türkiye’de ulusal bir kanala Londra’da dışarıdan program yapmaya başladığı iddia ediliyor.
Çok vahim!
Bu kişiler her gün sizlerin huzuruna gazeteci kimliğiyle çıkıyor.
Sizler de farkında olmadan onların her söylediklerine veya gösterdiklerine inanmak zorunda kalıyorsunuz.
Yurtdışında kendilerini gazeteci olarak tanıtan bu tiplerin sayısı bir hayli fazla.
Bu işsiz ve art niyetli kimseler, ellerine birer mikrofon alıp sokakta vatandaşlara mikrofon uzatıyor veya haber içerikli web sitesi kurup, ”biz gazeteciyiz” diyerek ortalıkta dolaşıyorlar.
Gazetecilik hem zor, hem de özveri gerektiren onurlu bir meslektir.
Onur yoksunu insanların yapabileceği bir meslek değildir.
Diyorum ki, ”Emeğimizi ve onurumuzu çiğnetmeyiz…
Gidin size yakışan işleri yapın…
Dolandırıcılık veya sahtekarlık büroları açın…
Paravan şirketler aracılığıyla bakanlıkların kurum ve kuruluşları kopyalamaya devam edin.
Sahte dernekler kurarak kurum ve kuruluşlardan nemalanmaya çalışın. Yani size yakışan şeyleri yapın.
Ama güzel mesleğimize zarar vermeyin.
Eğer zarar vermeye devam ederseniz, ben de yakanızdan düşmem ve düşmeyeceğim…’
Benden söylemesi…