YASA

16.02.2023
LÜTFÜ KARAKAŞ
Gazeteciliğe 1983 yılında başladı. Doğan Haber Ajansı’nın Edirne, Kırklareli, Tekirdağ illeri ile Balkan ülkelerinden Sorumlu Temsilci olarak 29 yıl çalıştı. Trakya Gazeteciler Derneği’nde 12 yıl başkan, Türkiye Gazeteciler Federasyonunda 6 yıl süreyle Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Halen Edirne’de günlük olarak yayınlanan Son haber Gazetesi’nin Başyazarı olarak mesleğini sürdürüyor. He started journalism in 1983. He has worked in Doğan News Agency for 29 years as the Representative in Edirne, Kırıklareli, Tekirdağ provinces and Balkan countries. He served as the president of Trakya Journalists Association for 12 years, and as the Vice President in Turkey Journalists Federation for 6 years. He is still working as an Editor-in-chief of the newspaper Son Haber, published daily in Edirne. He is a Permanent Press Card Holder.

Kamuoyu ‘Dezenformasyon Yasası’ olarak biliyor. Özellikle sosyal medya üzerinden ülke güvenliği için risk oluşturan ‘asparagas’ bilgilerin paylaşılması harekete geçirdi iktidarı. İnsanı dehşete düşüren, akıl sınırlarını zorlayan kirli bilgiler ortalığı kasıp kavurdu.

Basın Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören 40 maddelik teklif hazırlandı. Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi. Meclis’e geldi. Günlerce tartışıldı. Tepkiler üzerine eylüle geri çekildi. Ekim ayının ortalarında tekrar gündeme alındı. Görüşmeler sırasında inanılmaz görüntülere tanık olduk. Söz de yasaya karşı çıkan meslek örgütleri kendilerini ‘muhalefet lideri’ sandı. Siyasi partilerinin grup toplantılarında kürsüye çıkıp nutuk attı. Çizgiyi aştılar. Amaç üzüm yemek değil ki, bağcıyı dövmek. Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) olarak, yasa ilk gündeme geldiği günden itibaren taraflara, uzmanlara hazırlattığımız raporları sunduk. Çekincelerimizi ortaya koyduk. Yasanın kabul edilebilir tarafları çok. KGK olarak endişe duyduğumuz bölümlere itirazlarımızı sıraladık. Sevap ve günah dengesine baktığımda, olumlu tarafının ağır bastığını söyleyebilirim. İtirazların temel noktası, Türk Ceza Kanunu’na eklenen yeni madde ile ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçuna yönelik getirilen yaptırım. Yasa maddesindeki ‘tanımlama’nın ‘muallak’ olması sorun. Özellikle yargının ‘yorum’ farkları kuşku yaratıyor. Sosyal medyada, ağırlıklı olarak sahte hesaplar kullanılarak, kişisel saldırılar ve terör örgütlerinin eylemlerine cesaret veren, destek olan paylaşımlar var. Hukuk, hesap sahiplerinin bilgisini isteyince uluslararası medya şirketleri, ‘ifade özgürlüğü’ kılıfının arkasına saklanıyor. Sonra elin kolun bağlı… Daha Taksim saldırısının hemen ardından, Eskişehir’den yapılan asılsız bomba ihbarına ne demeli? Kanun işte bunlar için lazım. Hem de hemen… KGK’nın Danışma Kurulu Üyesi Prof.Dr. Levent Eraslan, yıllardır sosyal medya üzerinden gelmekte olan tehlikeye kafa yoruyor. Avrupa ülkelerindeki durum ile karşılaştırıyor. Sadece dezenformasyon tehlikesi yok. Son konferansında anlattı Levent Hoca, diyor ki; “Ülkemizde, 70 milyon internet kullanıcısı var. Daha çok cepten bağlanıyoruz. ”Hocanın tespitine göre, günde 8 saatte internette geçiyor. Üstelik üç saati sosyal medyada hesaplarında. Dedeler Facebook, torun Instagram kullanıyor. Tiktok için özel bir parantez açıyor Eraslan, “Canlı yayın adıyla çocuklara ne yaptırdıklarının takdirini size bırakıyorum. Token verip her şeyi yaptırıyorlar. ”Hadi biraz daha ileri gideyim… Sosyal medya platformları terör örgütlerinin, uyuşturucu satıcılarının, fuhuş çetelerinin, Türk aile yapısının temelini dinamitleyenlerin, dezenformasyonun tarihini yazanların meskeni olmuş. Bu durumda sorumluluğu olanlar kuru gürültüye pabuç bırakıp susacak mı? Yoksa üzerlerine aldıkları yükümlülüklerini yerine mi getirecek? Ortada bir bataklık var. Kurutulmasın mı? Tabi kurutulsun. Hem de vakit geçirmeden. Ancak, yaşın yanında kuru yanmasın, kılı kırk yarsınlar. Kimse niyet okumadan işini yapsın. Hukukçusu da… İktidarı da… Basını da… Toplumu da… Siyasetçisi de…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.