ÖZGÜR DÜŞÜNMEDEN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE

04.08.2022
H.CESURHAN TAŞ
25 yıllık iş tecrübesi. Dergi Yazarlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Kuruculuğu/Yazarlığı Resmi Kurum Basın ve Enformasyon Uzmanlığı İnternet Medya ve Basın Birliği Derneği Başkanlığı

ÖZGÜR DÜŞÜNMEDEN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE

Özgür düşünmeyi başaramadan basın özgürlüğüne nasıl ulaşabiliriz ki…

Kişinin düşüncelerini dile getirmesi, çeşitli biçimlerde olabilir. Düşüncelerin yazıyla dile getirilmesi bu biçimlerden sadece biridir. Günümüzde düşüncelerin yazıyla dile getirilmesinde en yaygın yol ise “basın”dır. Kuşkusuz her özgürlük gibi basın özgürlüğü de sınırsız değildir ve hemen hemen tüm anayasalarda ve uluslararası sözleşmelerde basın özgürlüğünün hangi nedenlerle sınırlandırılabileceği düzenlenmektedir.

Diğer özgürlüklerde olduğu gibi basın özgürlüğünün de devletin ve ulusun korunması amacıyla sınırlandırılması kaçınılmazdır. Bu bağlamda ulusal güvenlik gereğince basın özgürlüğüne kısıtlama getirilmesi mümkündür. Çünkü insan topluluğunun en büyük gereksinimlerinden birisi güvenliktir. Her şeyin başı güvenliktir. Ancak güven içinde bir yaşamdan sonra diğer hak ve özgürlüklerin bir anlamı olabilir. Özgürlük ve güvenlik arasında optimum bir dengenin kurulması gerekmektedir.

Basın özgürlüğü konusunda gelişmiş Batılı demokrasilerde kamuoyu son derece duyarlıdır. Çünkü düşünen insan sayısı çoktur. Düşünen insan sayısının çokluğu siyasal, toplumsal ve çevresel sorunlara karşı çözüm üretebilen insan sayısının çokluğu sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla, düşüncenin dile getirilmesi aracı olarak basın, ulusal kalkınmanın da sürükleyici güçlerinden birisi hâline gelmektedir. Basın özgürlüğünün değer ve anlam kazanabilmesi için düşünmenin toplumda özel bir yere sahip olması gerekir. Düşünmeyi bilmeyen, düşünmeyi küçümseyen toplumlarda basın özgürlüğü yeterli yankıyı bulamaz.

Diğer yandan, basın çalışanı gazetecilerin de basın özgürlüğü konusunda duyarlı olması şarttır. Düşünme ve düşünceyi yayma konusunda gazetecilerin bilinç düzeyi yüksek olmak zorundadır. Hakikati araştırma ve hakikati yayma ve yaygınlaştırma konusunda gazeteciler yeterli duyarlılığa sahip değilse, ulus da gerekli bilgi ve bilinç düzeyine ulaşamaz. Gazeteciler, hakiki bilgiye ulaşma ve yayma görevlerini yerine getirirken haddini ve hakkını iyi bilmek zorundadır.

Gazeteci; halk için ve kamu yararı adına siyasetçi/yönetici kişilere soru soran kişidir. Gazeteci, “kamu yararı” için hakikati araştırır. Ancak, gazeteci sorgulama ve soruşturma yapamaz. Yaparsa haddini ve yetkisini aşmış olur. Çünkü sorgulama ve soruşturma yetkisi savcı ve müfettişlere aittir. Gazeteci, görev ve yetki gaspı yapmamalıdır.

Kendisine ve yaptıklarına güvenen siyasetçi/yönetici kişiler, gazetecilerin özgürce soru sormalarından rahatsız olmaz. Siyasetçi/yönetici kişiler, gazetecilerin sorularından korkarsa veya gazeteciler, siyasetçi/yönetici kişilerin şerrinden korkarsa ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünden söz edilemez.

Böylesi durumlarda, siyasetçi/yöneticilere gazeteciler soru sormuş olmazlar. Sadece, siyasetçi/yöneticilerin önceden belirlenmiş yanıtları, sorulanmış olur. Gazeteci, görev ve yetki gaspı yapmasın. Gazeteci, özgürce soru sorsun. Gazeteci, önceden belirlenmiş yanıtları sorulamasın.

Soru sormak başka;

“Sorulamak” başka…

 

Cesurhan Taş

Yaygın Medya Meclis Üyesi

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.