MESAM Başkanı Recep Ergül: “Telif Ödememek, Temel Hak ve Hürriyetlere Yönelik Bir Tecavüzdür” 

04.08.2022
HAYATİ ARIGAN
1992 yılında Türkiye Gazetesi'nde muhabir olarak mesleğe başladım. Sırasıyla Akşam, Günaydın, Sabah, Hürriyet, Akşam, Star, Doğan Haber Ajansı, Sabah, Habertürk, Demirören Haber Ajansı'nda polis-yargı ve özel haber muhabiri olarak çalıştım. 5 yıldır sürekli basın kartı taşımaktayım. sözcü.com.tr de yazılarıma ve haberlerime devam ediyorum.

MESAM başkanı Recep Ergül: “Telif ödememek, temel hak ve hürriyetlere yönelik bir tecavüzdür” 

Musiki Eser Sahipleri Birliği (MESAM) Genel Başkanı Recep Ergül, ülkemizde 400 radyo ve televizyonun hiç telif ödemediğini belirtti. 

TV ve radyoların çaldığı müziğin telifini ödememesinin bir insan hakkı ihlali olduğunu söyleyen Recep Ergül, “Telif ödememek, sanatçılara büyük bir saygısızlıktır, temel hak ve hürriyetlere yönelik bir tecavüzden ibarettir” dedi. Ülkemizde telif bilincinin yüzde onu geçmediğini savunan Ergül, “Toplumun diğer kesimlerine telif bilincini aşılamak da bu meslek birliklerinin görevidir. Telifin bir insan hakkı olduğunu bütün toplumumuza anlatacağız” diye konuştu.

 

Türkiye’nin en büyük musiki eser sahipleri meslek birliği MESAM’ın görevleri ve hedefi nedir?

kurulan tüm telif haklarını gözeten birlikler içerisinde hepsinin amiral gemisi, ilki, en büyüğü ve en başarılısıdır. MESAM’ın tek görevi besteci aranjör üyelerimizin eserlerini, üyelerimizin bize verdiği yetkiye dayanarak toplu hak takibi yapmak. Hayatın her alanında ticari kullanımlarda müzik teliflerini toplayıp kendilerine vermektir. Kurumumuz ayrıca üyelerine kesilen fon ve belli kriterler doğrultusunda özel sağlık sigortası yapmak da bunun yanı sıra sosyal ve kültürel faaliyetler içerisinde de bulunabilmektedir. Dolayısıyla MESAM her zaman bu sektöre öncülük yapacak, sorun değil çözüm üretecek, 13 bin 500 üyesini mutlu edecek, telif pastasını büyütecektir.

 

Hedeflerine gelince; Batılı toplumların ulaştığı telif tutarlarını yakalayabilmek, üyelerimizi refah ve huzur içinde yaşatabilmek, üyelerimizin sağlık sosyal haklarını güvence altına almak, icracı sanatçıların hususi pasaport sorunlarını çözmek, üyelerinin sağlık sigortasını yapmayı hedeflemektedir. MESAM’ın nihai hedefi ise Türkiye’de telif olarak toplanacak son rakama kadar mücadele ederek, Almanya, Fransa ve İngiltere’deki meslek birlikleri standartlarında bir meslek birliği olmayı hedeflemektedir.

 

MESAM ve MSG yıllar sonra birlikte hareket etmeye başladı. MESAM ve MSG’nin işbirliği protokolü imzalamış olmasını nasıl değerlendirirsiniz?

MESAM ve MSG iki kardeş kuruluş. Eser sahiplerini ve dolayısıyla eserleri koruyan iki meslek birliği, aynı alanda olması şüphesiz ki pek çok sıkıntıyı, pek çok dezavantajı beraberinde getiriyordu. Uzlaşma kültüründe dayalı olarak çözülebilecek sorunlar, geçmişte bu kurumları yönetenlerin uzlaşmamaları, üyelerin eserlerine de telif haklarına da çok zarar verdi. İki kurum son yıllarda sansasyonel haberlerle kavgalarla gündeme geldi. Biz göreve geldiğimizde iki kurum en alt düzeyde bile ilişki kurmayacak noktada idi. Bu nedenle üst çatı örgütümüz Uluslararası Besteciler ve Yazarlar Konfederasyonu olan CISAC tarafından MESAM ve MSG ihraç edilmişti. Göreve gelince gerekli adımları attık. Ferhat Göçer’in başında bulunduğu MSG ile 10 yıllık bir İşbirliği Protokolü imzaladık. Dağıtım dokümantasyon veritaban eşleştirmesinin yanı sıra birlikte lisanslama yapıyoruz. Tekelden lisanslama, birlikte tahsilat yapıyoruz. Tüzel kişiliklerimiz ayrı ayrı devam etse de fiilen birleşmiş durumdayız. Bunun da mükafatlarını sahada alıyoruz. Daha fazla lisanslama yapıyor, tüketiciye bir mazeret şansı bırakmıyoruz. Çok iyi bir iş çıkardığımızı gören CISAC da müzakerelerin ardından bizi tekrar üyeliğe aldı.

 

MESAM tarihinde en fazla oyu alarak seçilen başkansınız. Sizi tercih etmelerinin sebebi neydi? 

MESAM  son 15 yıldır istikrarsız bir yönetim anlayışına sahipti. Yöneticilerimiz daha çok genel kurulda çarşaf listeyle seçiliyordu. Çok farklı isimler belli bir proje, program, bir hedef etrafında değil de daha çok kişisel nüfuslarını kullanarak, dost ahbap çavuş ilişkileriyle seçilmekteydi. Hedefi olanlar da vardı. Ancak genel kurullarında curcuna ortamında bu projeler hedefler çok konuşulmaz, buna fırsat verilmezdi. MESAM tarihinde ilk defa 30 Haziran 2021’deki 16. olağan genel kurulda bir grup blok oylamayı önerdi. Benim başkanlığımda bu grup feodal birtakım ilişkilerle değil, projelerle ortaya çıktı. Eşine benzerine rastlanmamış bir ilgi ve teveccüh ile 980 oyun 906’sını alarak başkan seçilerek yönetim kurulum ile beraber görev yapmaya başladım.

 

 

Göreve geldiğinizden beri neler yaptınız?

Son 11 ayda içerisinde son derece huzurlu, dışarıda son derece atak ve  son derece başarılı işlere imza attık. MESAM kart, MESAM cepte uygulaması, MESAM’ın kendi binasına kavuşması, MESAN TV’nin kurulması, lokalinin kurulması üyelerimizin sağlık ve sosyal sorunlarının çözülmesi için alt yapıları 11 ayda hazırladık. Projelerimizde bir bir hayata geçirmeye başladık.

 

Türkiyede kanayan bir yara haline gelen telif hakları sorunu çözülüyor mu? Telif hakları için çözüm, tek meslek birliği mi? 

Türkiye’de telif bilinci ne kadar gelişmiş derseniz,  yüzde on bile olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim  Öyleyse toplumun diğer kesimlerine telif bilincini aşılamak da bu meslek birliklerinin görevidir. Meslek birlikleri ile  el ele verip bu sorunu çözeceğiz. Kamu spotları ile tanıtımlarla, radyo ve TV programları ile sosyal medya tanıtımları ile telifin bir insan hakkı olduğunu bütün toplumumuza anlatacağız.  Zihinsel bir devrim gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bize ait olanı ve korumakla yükümlü olduğumuz yabancı haklarını korumak ve geliştirmek zorundayız. Toplumumuzun bunu bilmesi gerekir diğer bir konuda her ne kadar 5846 sayılı yazsanız çok iyi hazırlansa da takdir edersiniz ki yasalarda değişen dünya koşullarında kendini uyarlamak ve güncellemek zorundadır. Yasamızdan kaynaklanan birtakım eksiklikler var. Bunları da önümüzdeki günlerde meslek birlikleri ile ortaklaşa çözeceğimize inanıyorum.

 

Yerel radyo ve televizyonlara karşı MESAM telif konusunda nasıl bakıyor?  

Yerel basın bundan kasıt radyolar ve televizyonlar ise şunu söyleyebilirim. Tarifeleri oldukça düşük, bu düşük tarifeleri bile ödemek istemeyen bir anlayışa sahip insanlar olabilir. Ancak şunun sorgulanması lazım. İhtiyaçtan fazla radyo ve televizyon neden var. İhtiyaç duyulmuş ki açılmış. Açılıp ihtiyaç duyulduğuna göre, müziğe de ihtiyaç duyulduğuna göre zaten tarifesi çok düşük olan söz konusu telifi düzenli olarak yatırmaları gerekmektedir.

 

Televizyon kanalları telif konusunda MESAM’a yaklaşımı nedir? Telif ödemeyen kurumlar var mı? Televizyon ve Radyolar konusunda MESAM’ın bir çalışması var mı? 

 

Kayıtlarımıza göre 400 radyo ve televizyon telif ödemiyor. Bunların içinde birkaç ulusal ölçekli radyo ve televizyon çoğu yerel olmak üzere bölgesel kanallar da var. Hiç bir gerekçe sunmadan teliflerini ödemeleri gerekir. Bugüne kadar ihmal edilmiş bu konunun üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Lisanslaması yapılmamış tek bir kanal bırakmayacağız. Bunu kabul etmek mümkün değil.

Telif bilinci yeteri kadar bu toplumda oluşmamış. Çaldığı müziğin parasını ödemek istemeyen bu kurumlara baktığımızda; elektrik parasını ödüyor, elektriği kesildiğinde ne ile yayın yapacak. Müziği çıkardığımızda ne çalacak, renksiz tatsız tuzsuz kimsenin izlemediği yavan bir yayıncılık söz konusu olacak.

 

Müziğe ihtiyaç duymuyorlarsa çalmayabilirler. Kimse onları zorlamıyor ama müziğe hem ihtiyaç duyuyor hem de telifini ödememek bir insan hakkı ihlalidir. Sanatçılara büyük bir saygısızlıktır, temel hak ve hürriyetlere yönelik bir tecavüzden ibarettir. Biz bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Önümüzdeki günlerde her türlü hukuki işlemi başlatıp lisanslanmaya  devam edeceğiz.

 

 

En fazla telif aldığınız sektörler hangileri?

Bütün meslek birliklerinin de en fazla telif alması gereken yerler umumi mahal olarak adlandırdığımız oteller, restoranlar, kafeler AVM’ler, zincir marketler, giyim mağazaları, otobüsler, berberler, taksi, minibüs ve toplu taşımanın diğer araçlarıdır. Telif toplama konusunda hala istenilen seviyede değiliz. Fakat birkaç yıl içinde istenilen seviyelere çıkacağımızı öngörüyoruz. Çünkü öyle bir sistem kurduk. Dijital platformlar en fazla telif aldığımız alanlar.

 

Düğün salonları ile bir protokol imzalandı mı?   

Düğün salonları ile protokol yapma aşamasına geldik ancak  bu konuda lehte ve aleyhte birer yargı kararı var. Düğün Salonu federasyonları bize zorluklar çıkardılar. Önümüzdeki günlerde düğün sezonunda tespit yapmak suretiyle yapacağımız lisanslama faaliyetleri ile beraber tekrar masaya oturabileceğimiz bizi düşünüyorum.

 

Dijital mecranın hayatımıza girmesi, musiki eser sahipleri için telif konusunda bir avantaj sağladı mı? 

 

Dijital platformların hayatımıza girmesi ile beraber şüphesiz telifin artması, her şeyden önce kayıt altına alınması açısından çok büyük bir avantaj. Ancak biz göreve geldiğimizde YouTube’da olan sözleşme halihazırda Spotify ile yapılan sözleşme ve diğer mecralarda yapılan sözleşmelerin mutlak surette Avrupa ve dünya standartlarına çıkarılması lazım. O zaman bir avantajı dönüştüğünü çok rahat bir şekilde söyleyebiliriz. Ama hala bunu şu anda söyleyemiyoruz

 

 

 

HAYATİ ARIGAN

YAYGIN MEDYA MECLİS ÜYESİ

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.