Koronavirüsün spora etkisi
Yusuf Ziya Çakır- KGK Kurucusu ve Yönetim Kurulu Üyesi
COVID-19 salgını dünyada futbol dahil birçok spor dalını kökten etkilemeye devam ediyor. Dünyanın hem maddi hem de sportif başarıda söz sahibi olan dev kulüpleri de dahil, her kulüp artık geleceğini ciddi anlamda düşünmek zorunda.
Özel bir bankanın liglerin salgın nedeniyle ertelenmesinden 2 ay sonra hazırladığı “COVID-19 Öncesi ve Sonrasında Futbol Ekonomisi Raporu”na göre, Avrupa’nın 5 büyük liginde kalan maçların oynanamaması durumunda kulüplerin finansal kaybının 4 milyar avroya ulaşması bekleniyordu.
Türkiye’nin en üst seviye futbol organizasyonu olan Süper Lig’de ise salgın nedeniyle 1 milyar lirayı bulan bir kayıp yaşanması tahmin ediliyordu. Neyse ki, salgın zor süreç sonrası kontrol altına alındı ve çoğu ülkelerde ligler teker teker başladı. Tabii ki maddi kayıplarda böylelikle aşağı çekilmiş oldu.
Aynı raporda, İngiltere Premier Lig, Almanya Bundesliga, Fransa Ligue 1, İtalya Serie A ve İspanya La Liga ile Türkiye kıyaslanmış. İlk pozitif vakanın görülmesinin ardından Premier Lig’de 42 gün, Bundesliga’da 38 gün, La Liga’da 41 gün, Ligue 1’de 52 gün, Serie A’da ise 39 gün sonra harekete geçilmiş. Oysa, Türkiye’de ilk vakanın görülmesinden 8 gün sonra futbol maçları ertelendi. Bu da, Türkiye’nin olayın ciddiyetini kavrayıp, hemen müdahale ettiği ve önlemlerini aldığı anlamına gelmektedir.
Koronavirüs, aynı zamanda kulüpleri “Yeni futbol düzeni”ne geçmeye de mecbur kılıyor… Öncelikle; varlığını sürdürmek isteyen futbol kulüpleri için bundan kesinlikle kaçış yok. Yani, “Ya yeni düzene ayak uyduracaklar, ya da tarihin tozlu raflarında yerlerini alacaklar!” Peki yeni dönemde futbol ailesini neler bekliyor? Neleri farklı yapmak zorundalar? İsterseniz bunlara kafa yoralım:
1. Kulüplerin hemen başarılı olmaya yönelik transfer hovardalıkları artık son bulacak.
2. Kulüpler kendi koşullarına uygun doğru profesyonel yönetim organizasyonlarını kurmak ve döneme uygun adımlar atmak zorunda.
3. Yetiştiriciliğin önemi ve mecburiyetine göre hareket edilecek.
4. Bu yönde geçmişte yatırım önceliği alanlar yarışa önde başlayacak, bir anlamda erken kalktıkları için daha çok yol alacaklar.
5. Genç oyuncuların takımlarında aldıkları süreler artacak.
6. Sadece oyuncu değil, antrenör yetiştiriciliğinin de önemi artacak.
7. Dolayısıyla alt yapı antrenörlerine bakış açısı da daha iyi olacak.
Sonuç olarak: Ülkemizde TFF’ye de büyük sorumluluklar düşüyor. Eğer kulüplerin ayakta kalmasını ve maddi sıkıntılar içine girmemesini istiyorsa, bir an önce “Futbolda yetiştiriciliği” mecbur kılmalıdır. Dünya genelinde ise kulüplere mutlaka daha ciddi ve yaptırımcı mali düzenleme şartları getirilmelidir… Aksi takdirde, dünya futbol endüstrisi bir daha koronavirüs veya benzeri bir krizi atlatamaz…