İngiltere’den…

26.01.2021
ALPASLAN DÜVEN
MESLEKİ TECRÜBELER Gazetecilik mesleğine Bizim Bahçelievler, Esnaf Dergisi, Yeni Pusula isimli yerel gazeteler de çalışarak başladı. (1994) -Sabah, Takvim, Gün ve Bugün gazetelerinde Polis İstihbarat Muhabiri (1995-1997) -Kent Tv İstanbul-Ankara bürolarında Haber Muhabiri (1998-1999) Show Tv’de yayınlanan Sıcağı Sıcağına Programı’nda ‘Haber Muhabiri (1998-1999) -Darülaceze Vakfı Halkla İlişkiler ve Basın Danışmanı (1999-2000) Londra’da Türkçe yayın yapan Olay ve Avrupa gazetelerinde Serbest Gazeteci. (2007-2009) Hürriyet Gazetesi ve Doğan Haber Ajansı (DHA) ‘Londra Muhabiri (2009-2011) -Londra Türk Radyosu ( Haber Müdürü) (2012) Halen A Para (Ekonomi), A News ( İngilizce Haber), A Haber, ATV ve Sabah Gazetesi ‘‘Londra Muhabiri’’ olarak çalışmaya devam etmektedir. (2013-2020) MESLEKİ DERNEK ÜYELİKLERİ VE YÖNETİCİLİĞİ -İngiltere Ulusal Gazeteciler Sendikası (NUJ), -Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UM-AG) -Türk-İngiliz Gazeteciler Birliği’ni (Association of Turkish-British Journalists) (TİGB) kurdu ve halen başkanlığını yürütmektedir. 

Alpaslan Düven- KGK İngiltere Temsilcisi

İngiltere hükümeti, koronavirüs salgını nedeniyle 5 Kasım’da uygulamaya koyduğu önlemleri geçtiğimiz hafta 2 Aralık günü sona erdirdi. Aylardır ‘‘aç kapa, aç kapa Artema’’ yaşayan bizler, bu karara çok sevindik. Sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz… Çocuklar gibi şen olduk. Peki, ‘‘Neden 2 Aralık?’’ diye düşünmeye başladım. Bir bilmece gibi…‘‘Çay da kahvaltı da yenir. Bisküvi denince akla, hemen onun adı gelir; Noel Noel Noel!”

Tabii ya! Başka ne olabilirdi ki…Yoksa ülkede Mart ayından bu yana 50 binden fazla kişinin yaşamını yitirmesine neden olduğu iddia edilen korona virüs, nam-ı diğer Covid-19 salgını henüz bitmemişken, Noel’ de açılmak çok mantıklı. Zira Noel, İngilizler için çok anlamlı bir hafta. Sadece İngilizler için değil ülke ekonomisi açısından da oldukça önemli bir hafta.

İngilizler her yıl Noel’de yaklaşık 24 milyar Sterlinlik alışveriş yapıyor. Bu da ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Hükümet de bunu iyi düşünmüş olmalı ki, Noel’e birkaç hafta kala kısıtlamaları kaldırma kararı aldı. Zaten kısıtlamalardan en fazla yiyecek-içecek sektörü, restoran ve publar etkilendi. Bakkallar, süpermarketler, kebapçılar, balıkçılar, fırınlar, oto lastik ve tamircileri, ayakkabı tamir ve boyacısı, döviz büroları, vesikalık fotoğraf stüdyoları, Marks&Spencer’lar; ön camları boyalı, ön kapısı kilitli ama arka kapıdan girişli Türk kahvehaneleri…daha sayamadığım bir sürü işyeri açıktı zaten. Sadece beyaz yakalıların dev gökdelenleri kapalıydı. Onlar da evden çalışmaya çoktan alışmışlardı. Bu arada ülke ekonomisi %30 küçülmüş ve son 300 yılın en derin krizine doğru ilerliyordu. Derken müjdeli bir haber daha geldi. Kimyasal atık şirketi Pfizer’ın ürettiği aşının onay aldığı duyuruldu. Artık sevinçten ayaklarımız yerden kesilmiş durumdayız. Hepimiz yerden 20 santim havada yürüyoruz…

Ancak Alman ve Avrupa Birliği yetkilileri, Başbakan Boris Johnson’u aşı konusunda erken davranmak, aşı ile bilimi covidise (hastalandırmak!) ve politize etmekle suçluyor. Aynı zamanda İngiltere ile AB arasında Brexit müzakereleri hiç iyi gitmiyor. Hafta sonu bir anlaşmaya varılacağı söyleniyordu. Her zaman ki gibi o da gerçek değildi. Çünkü İngiltere  hükümeti, anlaşmasız Brexit’in ağır faturasını ve acısını hissettirmek istemiyordu. Bunun için herkese daha 3’üncü faz denemeleri dahi tamamlanmamış Brexit aşısını gururla sunuyor ve alkış alıyordu. Bu sırada YouGov tarafından yapılan ankete katılan İngilizlerin %58’i aşıya güvenmediklerini ve Başbakan Johnson ile Sağlık Bakanı Matthew Hancock’un canlı yayında aşı yaptırmasına desteklerini beyan etti. Aşının zorunlu olmasına karşı çıkanların sayısı da bir hayli fazla.

Devam edelim… Biz yeniden açılmaya ve şüpheli aşıya şüpheyle sevinirken, İngiltere Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, ilginç bir açıklama yaptı. Riskli ülkelerden gelip gelmediğine bakılmaksızın başta üst düzey iş adamları olmak üzere bazı meslek gruplarına karantina istisnası getirildiğini duyurdu. Yupppii! Sevincimiz iki katına çıktı. Benim sevincim üç katına çıktı. Zira bu kişiler arasında gazeteciler de var. İngiltere’ye girişte karantinadan muaf olacakmışız. Sevindirici bir haberdi… Bir o kadar da düşündürücü… İngiliz bakanın bu açıklamayı yaptığı sırada ülkede vaka sayısı 15 ile 20 bin arasında, yaşamını yitirenlerin sayısı ise 500’ü geçmişti. Yani bize böyle anlatılıyordu ve biz de buna inanıyorduk…

Aklıma takılan ve beynimi kemiren sorular şunlar: ‘‘Korona virüsü gazetecilere, yüksek kazançlı iş insanlarına, elit sporcu ve TV ekiplerine bulaşmıyor mu? Bulaşmıyorsa niye 10 aydır evlere hapsettiniz bizleri? Bulaşıyorsa niye sokağa salıyorsunuz? Tüm bunlar bir oyun muydu? İstediğinizi alabildiniz mi? Hayır!…Aksine herkes uyandı. Şeytani planlarınız tutmadı. Dünya halkları büyük bir uyanış gerçekleştiriyor. Büyük bir dayanışma içindeyiz. Korkmadık, korkmayacağız…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.